İZNİK
KORUMA
PROJESİ
Doğal Miras
İznik Depresyonu ve çevresinin doğal miras unsurlarını değerlendirmek için öncelikle alanının jeolojik özelliklerine bakmak gerekmektedir. Bu bağlamda inceleme alanının jeolojik formasyonu, alüvyal tarım arazilerinin veya mermer, kalker gibi rezervuarların dağılımına yön verdiğinden, İznik ve çevresinin bugünkü arazi kullanımında da belirleyici roldedir (1).
İznik Depresyonunun yer aldığı Güney Marmara Bölgesi, tektonik hareketler sonucu şekillenmiş, doğu-batı doğrultusunda uzanan kırık hatlarına denk gelen ve kuzeyden güneye doğru dağlık ve platoluk sahalarla birbirinden ayrılan çöküntü alanlarına sahiptir. Bu çöküntü alanlarının bazıları -İzmit ve Gemlik örneklerinde olduğu gibi- deniz suları altında kalarak körfez halini alırken; bir kısmı -Manyas, Sapanca, İznik ve Ulubat gölleri- göl, bir kısmı da alüvyal dolgu sahalarını oluşturmuştur (2).
1. Akbulak, C. (2006). İznik Depresyonu’nun Beşeri Ve İktisadi Coğrafya Açısından İncelenmesi.
2. Akbulak, C. (2007). İznik Gölü Havzasında Arazi Kullanımının Seçilmiş Köyler Üzerinde İncelenmesi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Coğrafya Dergisi, (15), 24–43.

İznik'in yüzyıllardır pek çok kültüre ev sahipliği yapmış olması, doğal çevrenin sunduğu uygun ortamdan ayrı değerlendirilemez. Kente ismini veren, Homeros'un İlyada'sından Evliya Çelebi'ye anlatılagelmiş bir göl olan İznik Gölü, ya da Antik Çağda bilinen adıyla Askania Limne, alana ilişkin akla gelen ilk doğal miras unsurlarındandır (2).
1990 yılında Sit Alanı ilan edilen İznik Gölünün çevresi, verimli tarım alanları çevrilidir. İnceleme alanı, başta zeytin olmak üzere meyve yetiştiriciliğinde önemli bir yere sahiptir. Eski Çağlarda -özellikle üzüm ve şarap üretimi başta olmak üzere- tarımsal faaliyetin yoğun olduğu bölgede, göl tarımsal sulama için kaynak olmasının yanı sıra, farklı kuş ve balık türlerine ev sahipliği yapması bakımından bölgenin zengin biyoçeşitliliği için kritik önemdedir (1). İznik Gölü, zengin biyoçeşitliliğe sahip oluşu ve bölgenin tarımsal üretimindeki kritik yeri kadar sunduğu rekreasyon aktiviteleriyle de sürdürülebilir turizm için önemli bir potansiyele sahiptir.

İznik ve çevresini kapsayan inceleme alanı, verimli toprakları, zengin bitki örtüsü ve Müşküle üzümü gibi endemik türleriyle, yüzlerce yıllık anıt ağaçları, oldukça çeşitli kuş ve balık türlerine ev sahipliği yapması ile korunması gerekli doğal miras bakımından son derece zengin bir bölgedir.
Türkiye'nin Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanları listesinde yer alan İznik Gölü, aynı zamanda korunması gerekli, hassas ve eşsiz doğa alanları olan 'Önemli Doğa Alanları'ndan biridir (1). Önemli Doğa Alanları yaklaşımı, Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından geliştirilmiş olup, tehlike altındaki biyoçeşitlilik, ekolojik bütünlük gibi bir dizi kriteri baz almaktadır. Bu bağlamda İznik Gölü, gerek göl çevresindeki meşe ormanları, sazlık alanlar ve gölün kendisiyle, gerekse de ev sahipliği yaptığı canlı türleriyle ülkemizdeki Önemli Doğa Alanlarından biridir.
Alan nesli global ölçekte tehlikede olan Rumex bithynicus adlı bitki için yaşam alanı sunmasının yanı sıra, erguvani balıkçıl (Ardea purpurea), alaca balıkçıl (Ardeola ralloides), küçük ak balıkçıl (Egretta garzetta), gece balıkçılı (Nycticorax nycticorax) ve küçük karabatak (Phalacrocorax pygmeus) gibi kuş türlerine; karagözlü mavi kelebek (Glaucopsyche alexis), büyük bakır (Lycaena dispar) ve sarı ayaklı Nimfalis (Nymphalis xanthomelas) kelebek türlerine de ev sahipliği yapmaktadır(2).
1. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (2012). 8 Türkiye'nin uluslararası öneme sahip sulak alanları, 1994-2012.
2. Yalçın, G. (n.d.). İznik Gölü. Doğa Derneği. https://www.dogadernegi.org/iznik-golu/