top of page
Eski ÇaÄŸlarda 
Ä°znik

Ä°znik'in mirasçısı olduÄŸu Nikaia ÅŸehri, eski çaÄŸlarda 'Askania Limne' olarak bilinen Ä°znik Gölünün doÄŸu kıyısında bulunmaktadır. Kenti çevreleyen daÄŸ yamaçları, doÄŸu yönünde uzanan geniÅŸ ova ve günümüzde kente ismini veren göl nedeniyle bu bölge, Antik ÇaÄŸlardan bu yana tarımsal üretimin yoÄŸun olarak sürdüÄŸü bir yerdir (1).

​

Ä°znik'in göl kenarında, tarıma elveriÅŸli bir bölgede olmasına ek olarak, kentin yer aldığı Bithynia Bölgesinin Asya kıtasından Rumeli'ye uzanan bir yarımada oluÅŸu nedeniyle Ä°znik, M.Ö. 4. yüzyıla tarihlenen kuruluÅŸundan bu yana iskanın ve istilanın devam ettiÄŸi bir yer olmuÅŸtur (2).  

​

1. Åžahin, S. (1987). Yazıtların Diliyle Ä°znik’te (Nikaia) Tarih. 369-374. V. AraÅŸtırma Sonuçları Toplantısı I. Ankara: T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Eski Eserler ve Müzeler Genel MüdürlüÄŸü.

2. AlioÄŸlu, E.F. 2001. Ä°znik: Tarihsel Yapılar ve Koruma Yaklaşımı Ä°çin Temel Ä°lkeler. YTÜ, Basılmamış BaÅŸlıca Profesörlük Eseri.

Lahit_v2.jpg

Ä°znik Gölü Havzasında uygarlığın ilk izlerine M.Ö. 4.000'lerde rastlanırken, bölgede yürütülen arkeolojik çalışmalar sonucu ise Neolitik Döneme tarihlenen dört büyük höyük -Çakırca Höyük, Çiçekli Höyük, YöÄŸücek Höyük ve Karadin/Karatekin Höyük- saptanmıştır. Bölgede yürütülen yüzey çalışmalarında gölün kuzey-güney ve doÄŸu çevrelerinde Anadolu için M.Ö. 3.000-2.000 yıllarına rastlayan yazılı tarihe geçiÅŸ evresine ve Kalkolitik ÇaÄŸa (Bakır Çağı) ait buluntular tespit edilmiÅŸtir (2).

​

​

Tarih çaÄŸlarında bölgenin bilinen ilk yerleÅŸimcileri Bithynlerdir. M.Ö. XII. yüzyıldan sonra, Thrak kökenli bir kavim olan ve Balkanlarda yaÅŸayan Bithynler, yaÅŸadıkları bölgeyi terk ederek baÅŸka bir Thrak kökenli halk olan Bebryklerin yaÅŸadığı Bebrykia Yarımadası'na hakim olmuÅŸ, bu dönemden itibaren bölge Bithynia olarak adlandırılmıştır.

​

​

M.Ö. 546 yılından sonra, DoÄŸu'nun ve Akdeniz Dünyası'nın en güçlü devleti Pers Krallığı'nın Lydia Krallığı'nı ele geçirmesi ve akabinde Bithynia Bölgesi'ni hakimiyeti altına alması ile Ä°znik Gölü ve çevresi de Perslerin kontrolü altına girecek, M.Ö. 334 yılına kadar Pers hakimiyetinde kalan bölge, bu tarihte, Büyük Ä°skender'in Pers Krallığı'na karşı Granikos'ta kazandığı zafer sonrası kısa bir süreliÄŸine Makedon Krallığı'nın egemenliÄŸine girecektir.  

​

​

Ä°znik'te ilk imar faaliyetleri ise, Büyük Ä°skender'in ölümünü takiben, M.Ö. 316 yılında, kumandanlarından Antigonos'un Askania kıyısında Antigonia kentini kurması ile olacaktır. Ancak on beÅŸ yıl sonra, M.Ö. 301 yılında, yine Ä°skender'in bir diÄŸer generali ve çocukluk arkadaşı olan Lysimakhos'un Antigonos'u Kyroupedion'da yenmesi ile birlikte kentin hakimiyeti Lysimakhos'a geçerken, kent, Lysimakhos'un eÅŸi Nike’den esinlenilerek "Nikaia" olarak adlandırılacaktır. Lysimakhos'un M.Ö. 293'teki ölümünden sonra Zipoites adında yerel bir beyin önderliÄŸinde Bithynia'da "Bithynia Krallığı" adında bir krallık kurulmuÅŸ ve Nikaia da bu krallığın toprakları içinde kalmıştır (2).

M.Ö. 1. yüzyılda iyice zayıflayan Bithynia Krallığı, Kral IV. Nikomedes’in ölümünü takiben (M.Ö. 74), kendisinin vasiyeti uyarınca Roma Cumhuriyeti'ne baÄŸlanmış ve M.S. 395'te Roma Ä°mparatorluÄŸu'nun ikiye ayrılmasına kadar Roma Ä°mparatorluÄŸu'nun, akabinde ise Bizans olarak adlandırdığımız DoÄŸu Roma'nın egemenliÄŸinde kalmıştır. Bu süreçte geniÅŸleme ve refah dönemi yaÅŸayan Bithynia Bölgesi'nde imar faaliyetlerinin hızlandığı ve mevcut yol ağının geliÅŸtirildiÄŸi görülür (2). 

 

Ä°znik'in simgelerinden olan kent surlarının ilk aÅŸaması da Geç Roma Dönemi'ne tarihlendirilmektedir. Kentin Lefke (doÄŸu), Ä°stanbul (kuzey), Göl (batı) ve YeniÅŸehir (güney) olarak adlandırılan dört anıtsal giriÅŸ kapısı Roma Ä°mparatorları Vespasianus ve oÄŸlu Titus tarafından yaptırılmıştır (1).

 

Ä°znik kentinin Roma Ä°mparatorluk Dönemi'nden günümüze kalan diÄŸer eserler arasında kentin güneybatısında yer alan tiyatro ve Ä°znik'ten Ä°zmit'e (Nikomedeia) giden yol üzerinde Gaius Cassius Philiskos tarafından dikilmiÅŸ olan obelisk sayılabilir (1). 

ayasofya.jpg

Bizans Dönemi'nde Ä°znik, Ä°mparator Constantinus'un Hıristiyanlığı Milano Fermanı ile birlikte serbest bırakması üzerine (M.S. 313) önemli bir dini merkez haline gelecektir. Ä°lk Hıristiyan Konsili imparatorluÄŸun dört bir yanından üç yüzü aÅŸkın piskoposun katılımıyla M.S. 325'te Ä°znik'te gerçekleÅŸtirilecek, bu Konsili 787'deki son konsil olarak da bilinen VII. Konsil izleyecektir. 

 

Son Konsil, Ä°mparator Justinianus tarafından inÅŸa ettirildikten sonra, 1065 yılında ÅŸiddetli bir deprem sonucu yıkılan fakat kısa zamanda yeniden inÅŸa edilen bazilikal planlı Ayasofya Kilisesi'nde yapılmıştır. Günümüze ulaÅŸmış bu eser, kent merkezinde, ÅŸehrin dört ana kapısına açılan yolların kesiÅŸiminde bulunmaktadır.

​

Eylül 1065'teki büyük deprem sonucu Kilise'nin yanı sıra kent surları da ciddi hasar görmüÅŸ, sivil mimari örneklerinin ise hemen hepsi yıkıma uÄŸramıştır (2).

1071 yılından itibaren, bölgedeki Türk akınları ile Ä°znik ve çevresi yavaÅŸ yavaÅŸ Selçuklu hakimiyetine girmeye baÅŸlayacaktır. Bölgede ilk Türk egemenliÄŸi dönemi ise Selçuklu hükümdarı Süleyman Åžah’ın, Ä°znik’i fethederek kenti Anadolu Selçuklu Devleti’nin baÅŸkenti yapması ile olacaktır (1078).

1096-1097 yıllarında Haçlılar tarafından kuÅŸatılan Ä°znik, 1105’de tekrar Selçuklu hakimiyetine girmiÅŸ, 1147 yılında Selçuklu Devleti’nin yıkılması ile ise Bizanslıların egemenliÄŸinde kalmıştır. Ancak Selçuklular döneminde yerleÅŸen Türkler, bölgenin Bizans egemenliÄŸine girmesine karşın bölgedeki varlıklarını sürdüreceklerdir (2).

bottom of page