top of page
Temel Yaklaşımlar: Plan Your Visit
Temel Yaklaşımlar

20. yüzyıldan baÅŸlayarak Ä°znik'te korumaya yönelik çeÅŸitli çalışmalar gerçekleÅŸtirilmiÅŸtir. 1950’li yıllarda yapılan düzenleme ile Helenistik sokak dokusu yeniden ortaya çıkarılmıştır. Yine Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinin arkeolojik verileri kazılarla ortaya çıkarılıp, belgelenmeye çalışılmış, Osmanlı yapılarında restorasyonlar yapılmıştır. Kültür varlıklarını daha çok tahrip olmaktan kurtarmak için yapılan bu çalışmalar, bazı tahribatları da beraberinde getirmiÅŸtir. Ortaya çıkarılan arkeolojik kalıntılar kazı sonrasında yeterince korunamamış, Osmanlı yapılarında gerçekleÅŸtirilen onarımlar mimarideki tarihsel belge niteliÄŸindeki önemli ayrıntıları yok etmiÅŸtir. Kent dokusunda yapılan düzenlemeler ise toprak altı tarihsel verilerin yok olmasına neden olmuÅŸtur. 

​

Kentte, koruma amaçlı imar planları ile koruma çalışmaları sürdürülmektedir. Ä°znik’te, çaÄŸdaşı kentleri tehdit eden büyüme potansiyeli henüz söz konusu olmamakla birlikte, kent arazisinden rant elde etme talebi, koruma amaçlı imar planlarının nihai biçimini kazanmasına engel olmaktadır. Halbuki Ä°znik, bugün bile, kırsal çevresi ile bütünleÅŸmiÅŸ ve hemen hemen sur içinde yaÅŸamaya devam eden sosyal ve ekonomik verileri geleneksel ve kırsal yaÅŸam biçimi ile modernleÅŸme çabaları arasında biçimlenmeye çalışan bir yerleÅŸmedir. 

​

Koruma alanının deneyimleri, bir yerleÅŸmenin bütününe yönelik koruma eyleminin sadece yapısal müdahaleden ibaret olması ile baÅŸarılı sonuçlar elde edilemediÄŸini göstermiÅŸtir. Bu, korunması gerekli alanların, fiziksel tanımlarının dışında, sosyal, ekonomik ve kültürel tanımlara da sahip olmasının doÄŸal sonucudur. Ne var ki, sanayi öncesi tarımsal ekonomik yapıdan endüstriyel ekonomik yapıya geçiÅŸ sürecinde, yerleÅŸmeler, tarihsel çevreyi oluÅŸturan ya da besleyen sosyal, ekonomik ve kültürel özelliklerin önemli bir bölümünü ya da tümünü kaybederek, gelenekselden farklı içerikler kazanmışlardır. Yeniden yapılanma sırasında ortaya çıkan yeni sosyo-ekonomik veriler, yerleÅŸmelerin fiziksel yapılarını da dönüÅŸtürmüÅŸ ya da deÄŸiÅŸtirmiÅŸtir. Böylece, yerleÅŸmenin yeniden biçimlenen sosyal, ekonomik ve kültürel yapısı ile korunması istenen kentsel fiziksel yapı birbiriyle çeliÅŸir hale gelmiÅŸtir. Bu ise korunması gerekli kent mekânlarını; toplumsal yapının gerçeklerinden soyutlayarak koruma fikrini ve eylemini başından itibaren bir açmaza sokmaktadır. Bu nedenle, insanın ayrılmaz bir parçası olan fiziksel çevreyi, topluma raÄŸmen deÄŸil onunla birlikte ele almak gereklidir. BaÅŸka bir deyiÅŸle, yerleÅŸmelerin korunması gerekli deÄŸerlerinin yanı sıra sosyal, ekonomik ve kültürel özellikleri ve eÄŸilimleri bir bütün olarak deÄŸerlendirilmelidir.  

Screen Shot 2021-06-03 at 16.58_edited.jpg

BütünleÅŸik Koruma

Günümüzde, tarihi çevreler için yeni yapılaÅŸmanın koÅŸulları plan notlarıyla tanımlanmakta ve bu uygulamalardaki tutarsızlıklar, tarihi yapılı çevrelerin tahribatına neden olmaktadır. Bugünün kentsel koruma pratiÄŸi ise, sınırları tanımlı kent merkezlerine odaklanarak, kentsel alanın kırsal çevresi ile birlikte korunmasında yetersiz kalmakta, bütüncül bir yaklaşım geliÅŸtirememektedir. 

​

Koruma alanında öncü kuruluÅŸlardan olan UNESCO’nun 'Tarihsel Kentsel Peyzaja Ä°liÅŸkin Tavsiye Kararı' (2011), günümüzün hızlı ve kontrolsüz kentleÅŸmesinin sosyal ve mekansal parçalanmaya, kentsel çevrenin ve onu çevreleyen kırsal alanın tahribine neden olduÄŸuna iÅŸaret etmektedir. Karar çerçevesinde bütüncül bir koruma yaklaşımının gerekliÄŸi vurgulanırken, tarihi kentlerin sahip olduÄŸu tüm zamansal katmanları, doÄŸal mirası, somut ve somut olmayan kültür deÄŸerleriyle, kent merkezi sınırlarının ötesine taÅŸan bir çerçevede; sosyal, kültürel ve ekonomik deÄŸerleri hesaba katılarak ele alınması önerilmektedir.

Alan Yönetimi

Günümüzün kentsel koruma pratiÄŸi, sınırları tanımlı kent merkezlerine odaklanmakta, kentsel alanın kırsal çevresi ile birlikte korunmasında yetersiz kalmakta, bütüncül bir yaklaşım geliÅŸtirememektedir. Bu tür Sit Alanı odaklı bir yaklaşımın yetersizlikleri Alan Yönetimi anlayışıyla giderilmeye çalışılmaktadır.

 

UNESCO gibi uluslararası kuruluÅŸlarca benimsenen alan yönetimi yaklaşımı, kentlerin çevre iliÅŸkileri üzerinden kavramsallaÅŸtırılmasını, çok boyutlu, yerel koÅŸullara ve tarihe duyarlı bütüncül araÅŸtırmalara dayanmasını, koruma kararlarının tüm paydaÅŸların katıldığı yönetiÅŸim süreçleriyle belirlenmesini, yönetim planlarının çok disiplinli ekiplerce hazırlanmasını, veri temelli hesap verebilir kamu politikalarıyla hayata geçirilmesini öngörür.

 

Alan Yönetimi, somut ve somut olmayan kültürel mirasın korunmasını hedefleyen bütüncül bakış açılarına, araÅŸtırma yöntemlerine, temsil ve görselleÅŸtirme tekniklerine ihtiyaç duymaktadır. Kenti, çevresiyle iliÅŸkili tarihsel süreçlerin ÅŸekillendirdiÄŸi özgün bir mekânsal oluÅŸum olarak gören bu yaklaşımın yerleÅŸik tekniklerle uygulanması olanaksızdır. Ülkemizde birden fazla miras alanını ortak ilkeler çerçevesinde korumaya imkan veren alan yönetimi odaklı koruma yaklaşımının kurumsal altyapısı mevcuttur. Ancak sözü edilen bütüncül bakışa sahip yeni bir metodolojiye ve iyi örnek uygulamalara ihtiyaç vardır.

shutterstock_1179595525.jpg
shutterstock_1745168552.jpg

Kır-Kent SürekliliÄŸi

UN-Habitat köyler ve kentlerin süreklilik içindeki insan yerleÅŸmelerinin iki ucunu oluÅŸturduÄŸu kabul etmiÅŸtir (1996). Ancak son yıllardaki geliÅŸmeler, kırsal alanların terk edilmesine neden olmaktadır. Uluslararası örgütler ve sivil toplum giriÅŸimleri bu konuya dikkat çekerek kentsel alanlar ile kırsal alanlar arasındaki bağı güçlendirmenin yolunu aramaktadırlar. Özellikle BirleÅŸmiÅŸ Milletler (2030 sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri), UN-Habitat (Yeni Kentsel Gündem) ve Avrupa BirliÄŸi (RURBAN Programı), OECD (Kentsel Politika Ä°ncelemeleri) ile bu konuyu en üst düzeyde ele almakta ve politikalar üretmektedir.

 

Kenti çevresiyle simbiyotik ekolojik iliÅŸkiler içinde ele almak çok yeni deÄŸildir. Ne var ki geçmiÅŸte sınırlı teknolojik olanaklar nedeniyle ancak çok küçük ölçekli kentlerde uygulanabilen bu yaklaşım günümüzde, büyük veriyi çok boyutlu ve kapsamlı alansal temsil çözümleme yöntemleri sayesinde çok daha geniÅŸ alanlarda ve yüksek çözünürlükte verilerle planlama sürecine dahil edebilmektedir.
 

bottom of page